24 Şubat 2008 Pazar

Yazılım mühendisini kim öldürdü.??

Geçenlerde Bilal abinin Bloğunda (www.bilalakcay.com/wordpress/) Gördüğüm ve çok hoşuma giden bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Buyrun; umarım ki sizinde hoşunuza gidecek.

Günümüzdeki bilgisayar mühendisliği dersleri yeterince sıkı değil, iyi düşünme ve problem çözmeyi teşvik etmiyor. Aksine derslere katılımı kolaylaştırmak için içerik daha da basitleştiriliyor

Mesela, ilk dil olarak Java’nın öğretilmesi bu süreci hızlandırıyor. Özellikle de grafik arayüzlerinin kullanımı öğrencileri arka plandaki kaynak kodu anlamadan sürükle bırak kolaycılığına itiyor.


“Matematik eğlenceli değil, derslerdeki oranını düşürelim. Algoritma zor, gerek yok. Hazır kütüphaneler zaten var. Sonra insanlar görsel güzelliğe önem veriyor. Komut satırını boşverin” anlayışı yerleşiyor.


Eski yazılımcılardan biri yeni mezun olmuş çalışanına hatayı bulmak için “call stack” a bakmasını söylediğinde “böyle bir şey duymadım” dediğini anlatıyordu.

Bir Java kitabı alıyorsunuz, 1200 sayfa. Ama içinde 300 sayfa komutlar kalan 900 sayfa hazır kütüphaneler…
Bu yazılım mühendisliği değil, tüketici düzeyi programcılık…


Eğer öğrenciler okula gelip, Java’yı, hazır kütüphaneleri ve web programcılığını öğrenip bırakacaklarsa, bu bir işe yaramaz.

Yetenek gerektirmeyen işleri, daha ucuza çalışılan ülkelere kaydırırsınız, olur biter.

Yani, bugünün hazır kod programcısı, yarın pizzacı olur.

Yazılım mühendisi olacak kişinin zor problemlerle uğraşmaktan zevk alması, ilginç algoritmalar üretmesi, zekice veri yapıları oluşturabilmesi lazım.

Problem çözmekten sıkılan adam bizim aradığımız adam değil.


bu yazıda, New York Üniversitesi’nin kıdemli profesörlerinden Robert Dewar Amerikan öğrencilerinden bahsediyor. Ancak sanki yazılanlar bize pek yabancı değil. Ne dersiniz?

Hiç yorum yok: